31 Ocak 2011 Pazartesi

...episod tu çeptır van Yeni Görev!!

...denizli bahçede asayiş berkemaldi. Görev başarıyla tamamlanmıştı. Ayrılırlarken bir işitme engelli muhabbet kuşu* PEHLİVANADAM'ın kafasına sıçtı. Hemen üstündeki ağacın tepesindeydi. PEHLİVANADAM hemen ağaca tırmanacak oldu. Ama mümkünatı yoktu. Daha yeni yağlanmıştı kahraman. Sorunçıksınistemeyenadam'a döndü ve aynen şunları söyledi:" la haci laa şu guşu bi dutta aşağı indiriver olma mı be haci?!?" Sorunçıksınistemeyenadam'ın cevabı kesindi:"Yirmi kaadını alırım."
Anlaşma yapıldı kuş ağaçtan indirildi. İşitme engelliler kanatla anlatım tekniğinde PEHLİVANADAM'a çok gizli görevini verdi. Kuşa ne olduğunu söylemek istemeyen yazar konuyu değiştirdi: PEHLİVANADAM'ın yeni görevi çok zordu hakkatten de. Bu güne kadar bu göreve giden çok az kişi geri dönmeyi başarmış,onlar da ya aklını ya şuurunu ya da götü kaybetmişti.

DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
vızz gelir tırıss gider!!!

P: - Usta!
S: - Söyle oğul!
P: - Ben gidiyom hadi kal sağlıcakla.
S: - Nereye oğul böyle alelacele?!
P: -Ya sittir et usta tatil yok bi şey yok mınnakke!! Yok efendim PEHLİVANADAM oraya git. Vay efendim şunu kurtar.. Neymiş şimdi de Tatayaru Babangida diye birini bulacakmış..
S: -DESTUUR!! Sen bilir misin o adını ağzına aldığın zat-ı şahane kimdir?!?
P: - Yok!
S: - Hayvanların ve ormanların,akarsuların göllerin ve bataklıkların, tepelerin,dağların koruyucu tanrısı Tatayaru Babangida!!
P: -TÖVBEE!! Lan senin ağzın ne konuşuyo usta?!
S: - Sana tövbe melun!! Neyse Padişah modeli bana yaramadı. Gel otur PEHLİVANADAM. Sana oraya nasıl gideceğini anlatayım...

Konuşma sabah başlamıştı. Sonuçlandığındaysa hava kararmaktaydı. PEHLİVANADAM bir iyice anlamıştı yolu. Başka biri olsa duydukları karşısında dehşete düşer, dizlerinin bağı çözülür, kek hamuru gibi yığılıp kalırdı oracıkta.Ama kahramanımız sadece bir iki kez yutkundu o kadar, bir de üç litre su içti. (Ahh dedi yazar tam da şu kek hamurunu yazarken. Çocukken dibini sıyırdığı kek hamurları, pudingler ve bilimum benzeri mevzuu kafasında ardı ardına şimşekler gibi çakıyordu. Kalktı,bir kahve yaptı, yüzünü yıkadı ve geldi yine yazmaya)
Ayrılırken Sorunçıksınistemeyenadam kahramana bir de harita verdi. Şahane de yolluk üç beş bi şey kattı PEHLİVANADAM'ın heybesine helalleşip ayrıldılar.

DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Ateş Seni Çağırıyoor!!!

  • İşitme Engelli Muhabbet Kuşu: Güreş federasyonu tarafından çok gizli görev bilgilendirmeleri için özenle seçilmiş sağır dilsiz muhabbet kuşlarıdır. Şifresini çok az kişinin bildiği bir kanat tekniğiyle derdini anlatır bunlar. Sonrası daha bile gizli olduğundan burda ulu orta anlatılmaz.


7 Ekim 2010 Perşembe

çeptır siks- Güvensizin içinde yatan aslan

...aşçının yaptığı yemek o kadar güzeldi ki PEHLİVANADAM üç gündür yemeği yemeyip de yanında yatıyordu. "Vakit doldu." dedi Sorunçıksınistemeyenadam. "Gel sana çay söyliim."
Birlikte çay ocağının yolunu tuttular. Aynı yolu tutan başkaları da vardı. "Sen kaça tuttun bu yolu." diye sordu Sorunçıksınistemeyenadam. Aldığı cevap onu rahatlatmıştı ama cevabı bize söylemedi.
Çay ocağında Şahane Güngösteren ve tebaası onları karşıladı. Sohbet muhabbet faslı sırasında Pehlivan sezgileri sayesinde bizim oğlan canını sıkan bir vaka tespit etti.

DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Adam mısın lan sen?!?

Güvensiz, zaman zaman konuşmalara dahil olma çabasıyla ciğerlerine hava dolduruyor ve her nasılsa artık sesi uzaktan gelen cırcır böceği cızırtısı gibi çıkıyordu.
Güvensiz'in canı yarım saattir oralet çekiyor ama garsonlara yaptığı cılız el hareketleri ve titrek sesi ile bir türlü sonuca ulaşamıyordu.
Güvensiz tam "Ahh bu şarkıyı ben çok severim." diyecek oluyor;masadan biri, "Tırt lan bu şarkı, sözlere bak, ben ayakkabılarımı koysam bundan daha iyi müzik yapar allama," deyince "ah hıı ha evet sanırım o kadar iyi değil," diye çarkediyor,masadaki kızlardan biri " Ayy gömleğinin rengine bayıldım." dediğinde az evvel aldığı nefesi ağzından mı burnundan mı vereceğini karıştırıyor ve haliyle "hınk!" diye bir ses çıkarıyordu.
Kimseyle göz göze gelmeden hafif hafif terleyip yerinde kımıldanıp durmaktayken Güvensiz, dost elinin dürtüğüyle irkildi.
-BAK Bİ!!
-şe..ee...y b.b..ben
-bak bi bak gel bi
-tamam

Masadakiler "neler oluyor acaba, hay allah sorun çıkmasa bari" diye huzursuzlandığı vakit PEHLİVANDAM onlara rahat olmalarını tembihledi ve güvensizi kuytuya çekti.

ZINK sesi çıkardı enseye tokat. Neye uğradığını şaşıran Güvensiz, burnunun az ucunda beş parmağı birleştirilmiş koca bir el gördü.

-ÜFLE!!!
-hüfff!!
ZINK.. ÜFLE!
-hüyyfff!
ZINK ÜFLE!
-hüff!
-ÜFLE!!!
-hüfff!!
ZINK.. ÜFLE!
-hüyyfff!
ZINK ÜFLE!
-hüff!

...

Altı saat dolmak üzereydi.Yazar umutsuzluğa kapılmış ve bu durum şekerinin düşmesine yol açmıştı. O sırada ezan okunuyordu. Acaba saat kaçtı? Günde beş kez ezan okunuyordu. Sabah ezanı çok erken okunuyordu. Öyleyse bu sabah ezanı olamazdı. Akşamla yatsı hava kararınca okunuyordu. Geriye öğlen ve ikindi kalıyordu. Ama ikindi kaçta öğlen kaçta okunuyordu, yazar bunu da bilmiyordu. Madem öyle ne diye bunları düşünüyordu ki?!
Küçükken annesi onu beşikten düşürdüğünü itiraf etmişti. Bu düşüncelerin düşme olayıyla bir ilgisi olabilir miydi?! Bak bu sefer de bunu düşünmeye başlamıştı. Browni İntense ve bir bardak süt içince kafası biraz yerine geldi ve kaldığı yerden devam etti:

Güvensiz'in üflemekten ciğerleri acıyor ve başı zonkluyordu. Aklında uçuşan zonk zonklar onu yeni bir farkındalık seviyesine ulaştırdı. Doldu, taştı, "yeter ulaan!" diye bir tokat savurdu ki bizim oğlana, bizim oğlan o gün yeterince yağlanmamış olsa bu tokatı yediği gibi soluğunu sapıtır kütük gibi düşer kalırdı alimallah...

ALLAH ALLAH ALLAH ALLAH TISS EYVALLAH!!!
Keratanın içindeki aslan uyanmıştı. Derhal ayar çekilmezse alayına gider yapması kaçınılmazdı. Ve PEHLİVANADAM şepeşellek* hamlesiyle kıvamı tutturdu.

Altı saat geçmiş gece hayatı başlamıştı. Birlikte ortamlara aktılar.Eski güvensiz yeni Aslan sabah ki artizi gördü va acaip tav oldu. Gözleri dikti. Uzunları yaktı. Artiz tabi mevzuuya uyandı. "Dur şu Güvensiz'e iki hareket yapayım da prim yapayım." düşüncesiynen, "hayırdır bilader?!" dedi ve cevap geldi:"Hayır değil şer yavvvŞAK!!!" Aldığı cevapla beklediği cevabı karşılaştırdı, hesaplamalar yaptı ama hesap tutmadı. Kurudu kaldı Artiz. "kak siktir git lan GAK!" diye kükredi Aslan. Artiz aldı voltasını. Hoşlandığı kız yanaştı sonra,"beni de sinir ediyodu iyi yaptın" dedi ve cevap geldi: "Gel buraya! Öp beni!"İşler yoluna girmişti. Vay bea, diye düşündü Aslan, iyiymiş haa!! ve gözlerinde şükran dolu bir bakışla ilerdeki tepeye baktı.
Ay ışığının altında, mağrur, elleri belinde, ayaklar omuz hizasında açık, çene hafif yukarda, ufka kesik atan bir kahraman. Şişşt göbeğini çek içine!!

DANA DANA DAN PEHLİVANADAM
Helal olsun olum sana!!!

  • Şepeşellek:Yedinci Seviye Pehlivan Tekniği. Karşılıklı ve iki elle eş zamanlı olarak atılan iki sille. Bir el yukardan aşağıya doğru hedefin çene ve yanağına şaplatılırken, diğer el aşağdan yukarıya şakağa şaplatılır. boyun kırmak ve ayar çekmek için kullanılır.

25 Eylül 2010 Cumartesi

çeptır fayf

-Zamanında "hooop hoop hop!!!" göt kurtarır.

Wolfgang Ameneus Mortzart



...bizim oğlan sabah egzersiz yüzmesi kararıyla kararlı adımlarla sahile yanaşmaktaydı ki, şahin gözlerine nahoş bir manzara takılıverdi: Lüzumsuz, sahilde olur olmadık hareketler yapıyor,meditasyon bahanesiynen başını götünü yerli yersiz oynatıyor, domaldığıynan kalmıyor başını gö... hooop hoop hop!!!


DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!

Hooop hoop hop!!!



Lüzumsuz: Günaydın yapılı güzel insan! Ne güzel bir gün enerjiyi hissedebiliyor musun?!

AYIP!!!

Lüzumsuz: Aslında ayıp dediğin bir tür negatif enerji değerli arkadaşım. Bak şimdi reikiyle hhgğğ...

PEHLİVANADAM Lüzumsuzun tehtitkar el hareketlerinden korunmak amacıynan ümüğünü sıkmış, dolaysıynan Lüzumsuzun söyledikleri anlamsızlaşmıştı.

DEBELENME DEYYUS!!!

hııggh hıgghhh!!

Lüzumsuzun teni morarmaya başlamıştı.PEHLİVANADAM "Muhtemelen oksijensizlikten."diye düşündü. Ümüğü bıraktı ve anında Lüzumsuz kaçmaya başladı. Söylenecek sözler vardı daha ama neyse...



DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Git namaz kıl şerefsiz!!!

22 Eylül 2010 Çarşamba

çeptır for

...on dört kilo rakı ve bir kavunun ardından müziğin de etkisiyle PEHLİVANADAM ortamda gizemli şeylerin varlığını fark etti. Güvenlik açığı sorunu da işte tam böyle bir zamanda aklına gelmeseydi daha mı iyi olurdu yoksa hakkımızda hayırlısı neyse o mu olsaydı, bunları tartışmak üzere bu pazar Tophane'de bir sanat galerisi basılacaktır bekleriz.
Neyse efendim, PEHLİVANADAM usulca eğlence sahasından ayrıldı. Karanlığın içinde bir ölübalık gibi sessiz, güvenlik personeline yaklaştı.

DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Hele hoyy!!!

Güvenlik personelinin biri:heey kim var orda?!!
HOOYT!!!
Bir diğer güvenlik personeli: Aman allahım o kükreme de neyin nesi?!!!
HOBBAA!!!
Güvenlik personeli hep bir ağızdan: PEHLİVANADAAAM!!!
SİZ HEPİNİZ BEN TEK!!!
Güvenlik Amiri: Nası yani?!!
SİZ HEPİNİZ BEN TEK!!!
G.A: ş şş.. şeyy.. siz.. yani efendim.. nasıl olur?!
MAHSUS MU YAPIYON!?!
G.A:Efendim siz..
HAAYT KÜNDEE!!!
ÇAT PAT PAF KÜF!!!
DIM DIZ LAK!!!
PEHLİVANADAM güvenlik personeline amansız saldırısını gerçekleştirmişti.Güvenlik personeli dört bir yana dağıtılmış ve yer yer: "anam anam garib anam!" ,"vay didim", "uyy vicdansızz" gibi inlemeler kendini göstermişti. Güvenlik açığı bariz bir şekilde ortadaydı ve O bu işi çözecekti.

DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Üçüncüye söyletme!!!



18 Eylül 2010 Cumartesi

episod van çeptır tıri

...namussuzun hakkından gelen PEHLİVANADAM yağını tazeledikten sonra Sorunçıksınistemeyenadam ile çay ocağı*nda buluştu.Zula bir masa buldular, iki de sandalye.
PEHLİVANADAM çaycıya seslendi:"İKİ ÇAY,BİRİ AÇIK" dedi. Sorunçıksınistemeyenadam: "Bana da bir çay getir aslan" dedi. Laf lafı açar şiarıyla hareket ettiler. S.(yazar burda S. derken Sorunçıksınistemeyenadam'ı kastediyor çünkü adamın adı çok uzun. Herseferinde onu mu yazacak arkadaş. Yazık yani yazara da yazık. Onunki de can. Ne yani okur?! Senin canın can da yazarınki patlıcan mı mına koduumun yerinde?!! Sabah sabah adamda bi gram neşe bırakmadınız ama hakikaten ya.Çok biliyon demi.. Gel sen yaz lan gel hadi aha bırakıyom ben gel sen devam et.. yok ama, yaz dersin yazmaz. Bi çözüm sunmaz. Anca eleştiri. Anca can sıkma, yok efendim moral bozmalar, ahkam kesmeler dızzt dızzt.. ya tamam.. bi dakka.. ya.. tamam.. sakinim ben.. arrr..kadaşım bırakır mısın.. tamaaam sustum. Yaz hadi tamam yaz sen nasıl istiyosan. Senin için diyorum ben. ta.. tamam tek kelime daha etmicem.. seni düşünende kabahat..zaten... )
Yazarın iç sesi ile mücadele ettiği sırada Sorunçıksınistemeyenadam PEHLİVANADAM'a öğrendiklerini aktarıyordu ki biz bu iç sesin zevzekliği yüzünden bunların bir kısmını kaçırdık. Ama aşağı yukarı şöyle şeylerdi konuştukları:
S: Baya bir şeyler öğrendim olm.
P:EEE
S:Bi yirmi kaadını alırım.
P:AL
S:Minder Cemaati* yanımızda, bizi destekliyorlar ama olay asıl Havlucular*'da bitiyor.
...
P:AKŞAMA RAKI MI İÇSEK KAVUNNAN ŞÖYLE OHH MİS!!
S:Rakı kavun psikedelik müzik, eski günlerdeki gibi..

DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!
Müsaade kayıtsız şartsız sizindir!!!


  • Çay Ocağı: Çok Uzak Galaksi'de halka çay ,oralet ve soğuk içecek sağlayan devlet tekelindeki kurum, kuruluş. Çaycı ve ocakçı eğitim merkezi
  • Minder Cemaati:Halkın götü rahat etsin diye "abi altına bir minder al." diyen, minder getiren, altına veren mistik Çok Uzak Galaksi Cemaati. Zararsızdırlar.Getir dersin getirirler; götür dersin götürürler.Dünya genelinde yaklaşık baya bi vardırlar. Her an her yerden çıkabilirler.İyi Niyetlidirler. Yıllardır kötü niyetli kişilerin eline geçmesin diye Güreş Federasyonu ve İhtiyar Heyeti tarafından korunurlar. Ellerine vurulup ekmeklerinin alınması altı aydan başlar.
  • Havlucular(Havlu-yu Minderiye Teşkilatı):Çok Uzak Galakside daha kimse mevzuya ayıkmadan minder üzerine havlu atmak suretiynen "birileri orda oturuyomuş da bi yere kadar gitmiş" süsü vererek gerekli zamanlarda havluyu alıp uygun kişi ya da grupları uygun minderlere yerleştirmekle yükümlü devlet teşkilatı.
  • ÖNEMLİ NOT: Şu ya da bu yakınlarda, Temel Hak ve Hürriyetlerden, "Götümü nereye istersem koyarım arkadaş sana mı soracam" hakkına aykırılık gerekçesiyle Havlu-yu Minderiye Teşkilatı'nın kapatılması ve anayasanın 3, 5 ve 15.( Madde3:Taşa oturulmaz. Madde5:Başa oturulmaz. Madde15:Yaşa oturulmaz.) maddelerinin kaldırılması istemiyle referandum yapılacak. Halk olur derse artık isteyen istediğine oturacak. Oturun arkadaşlar.

17 Eylül 2010 Cuma

episod van- çeptır tu

...çevreyi şöyle bir kolaçan eden PEHLİVANADAM, güvenlik açıkları olduğunu hemen farketti ama "demirden korksak trene binmezdik."diye düşündü. Sorunçıksınistemeyenadamın hazır ettiği katmerli bir pehlivan otu sarmasını* beraberce hüpletip rahat bir uyku çektiler.
Sabah olduğunda Sorunçıksınistemeyenadam beraberinde Şahane'nin veziri İşbilir İşbitirir ile istihbarat toplamaya çıktı. PEHLİVANADAM asayiş berkemal mi diye gözlerini kısmış bakıyordu.
Tam da yazarın canı kaymaklı ekmek kadayıfı çektiği sırada bizim oğlan tehlikeyi fark etti

DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Abooo!!!

namussuz bir genç adam deniz suyunun sığ olduğu mecraya sotelenmiş karıların başını kıçını dikizlemekteydi. Ağzı yüzü bi garip haller alıyordu namussuzun. PEHLİVANADAM usulca yaklaştı.
Sesler artık çok netti:bıngıl bıngıl fıııffhh hıyh hıyh tıstıstıs!! Şüphe götürmeyecek şekilde belliydi ki namussuz akşama malzeme topluyordu.

-NEYE BAKTIN?!
--sana ne kardeşim gi..
-BAK SUS!
--ya many..

PEHLİVANADAM'ın hiddet barı dolmuş kombo saldırısına hazır hale gelmişti.

-SİLLE&TOKAT TISSS!!!

paf,küf,zıbavn,zıbartan sesleri arasında otuz üç tokat 27 sille 41 kere Maşaallah namussuzun bünyesine nüfuz etti. Namussuz ,tepkisiz hale getirildi. Yazarın affirmitiv diyesi gelmişti ama dedi mi demedi mi bu başka bir hikayede anlatılır.

DANA DANA DAN PEHİVANADAM!!!
Gene Geleceeem!!!

  • Pehlivan Otu: Milletin karısına kızına kaynamamak için Güreş Federasyonu Mensuplarının kullandığı yatıştırıcı, gerginlik alan keyif veren bir tür ottur günahı yoktur.



15 Eylül 2010 Çarşamba

episod van-çeptır van

...sabah beşte kalkan PEHLİVANADAM ahırdaki danalardan birini sırtladı, başladı yokuş yukarı koşmaya.. Nereye bizimoğlan dedim ama duymadı. Kulağında aypot vardı. otuz kilometre dağı daha DANA DANA DAN demeden çıktı. danayı yedi geri geldi. Yemeğin üstüne altı saat güreşti. O vakitler gibi bir zaman bir mesaj akrebi* geldi.


DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Görev seni çağırıyor olum!!


Hemen ahıra koştu sırtladı bi dana hoop hoop hop diyemeden vardı Güngösteren Denizli Bahçesi*'ne. Şahane Güngösteren* karşıladı burda onu. Durumu anlattı:
-Hoşgeldin kahraman, şu son zamanlar buranın tadı kaçtı kaçacak vallahi. Kırk kilo kaldım hala daha baş edemiyom. Türlü entirikalar dönüyo,aklım almıyor yahuu..
-TELAŞSIZ!
-Bu görevde sana yardımı dokunacak biri daha geldi bi..
-YARDIMSIZ ÇALIŞIRIM!
-ya bir dinle bak İhtiyar Heyeti* başkanı Sorunçıksınistemeyenadam bu gelen.
Şahane'nin lafı tam bitti Sorunçıksınistemeyenadam geldi. El-Ense Erbabına özgü bir selamlaşmanın ardından dostane bir güreş ve ardından Şahane iki baboliye* kalacakları minderleri gösterdi.Sorunçıksınistemeyenadam "Sorun olcaksa ben gelmiim olm." dedi ama ikna ettiler.


DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Kim lan buu?!?


  • mesaj akrebi: bi yerden bi yere mesaj götürür. mesaj başka birinin eline mi geçti, kendini vurar; mesajı yanlış yere mi götürdü, kendini vurar; mesajı yanlış mı anladı kendini vurar; mesajı sağ salim ulaştırsın yine de illa kendini vurar.
  • Şahane Güngösteren: Acaip bir kişi. Çok meşhurdur zat-ı muhterem. Onu tanımayan Atatürk'ü tanımaz. Bilmiyosan hemen git öğren. haddi bakim ivedi!
  • Güngösteren Denizli Bahçesi: Şahane'nin bahçesi.Çok Uzak Galaksi jet sosyetesinin uğrak yeridir. Burda insanlar davuk mu yumurtadan yumurta mı davukdan diye değil; havyar mı balıktan, balık mı havyardan diye dertlenir. . Konuşan Popo'lar da her sene yumurtlama mevsiminde buraya gelir, off denir.
  • İhtiyar Heyeti:Çok Uzak Galaksi İstihbarat Teşkilatının kısaltması. Artık nasıl kısalttılar onu ben de bilemiyorum. Çok bilirler. Kafaları daima bir şeylere çalışır.
  • Sorunçıksınistemeyenadam: İhtiyar Heyeti Başkanı. Emekli kahraman.PEHLİVANADAM'ın El-Ense eğitim danışmanı. Her şeyi bilir. Bilmiyosa sorar. Akıl verir ama yirmi liranı alır. Alamicaa kız yoktur. Yattığı yerden belli olur.
  • Baboli: Üst düzey babayiğit, babacanlaşmaya yüz tutmuş kişi ya da kurum