...aşçının yaptığı yemek o kadar güzeldi ki PEHLİVANADAM üç gündür yemeği yemeyip de yanında yatıyordu. "Vakit doldu." dedi Sorunçıksınistemeyenadam. "Gel sana çay söyliim."
Birlikte çay ocağının yolunu tuttular. Aynı yolu tutan başkaları da vardı. "Sen kaça tuttun bu yolu." diye sordu Sorunçıksınistemeyenadam. Aldığı cevap onu rahatlatmıştı ama cevabı bize söylemedi.
Çay ocağında Şahane Güngösteren ve tebaası onları karşıladı. Sohbet muhabbet faslı sırasında Pehlivan sezgileri sayesinde bizim oğlan canını sıkan bir vaka tespit etti.
DANA DANA DAN PEHLİVANADAM!!!
Adam mısın lan sen?!?
Güvensiz, zaman zaman konuşmalara dahil olma çabasıyla ciğerlerine hava dolduruyor ve her nasılsa artık sesi uzaktan gelen cırcır böceği cızırtısı gibi çıkıyordu.
Güvensiz'in canı yarım saattir oralet çekiyor ama garsonlara yaptığı cılız el hareketleri ve titrek sesi ile bir türlü sonuca ulaşamıyordu.
Güvensiz tam "Ahh bu şarkıyı ben çok severim." diyecek oluyor;masadan biri, "Tırt lan bu şarkı, sözlere bak, ben ayakkabılarımı koysam bundan daha iyi müzik yapar allama," deyince "ah hıı ha evet sanırım o kadar iyi değil," diye çarkediyor,masadaki kızlardan biri " Ayy gömleğinin rengine bayıldım." dediğinde az evvel aldığı nefesi ağzından mı burnundan mı vereceğini karıştırıyor ve haliyle "hınk!" diye bir ses çıkarıyordu.
Kimseyle göz göze gelmeden hafif hafif terleyip yerinde kımıldanıp durmaktayken Güvensiz, dost elinin dürtüğüyle irkildi.
-BAK Bİ!!
-şe..ee...y b.b..ben
-bak bi bak gel bi
-tamam
Masadakiler "neler oluyor acaba, hay allah sorun çıkmasa bari" diye huzursuzlandığı vakit PEHLİVANDAM onlara rahat olmalarını tembihledi ve güvensizi kuytuya çekti.
ZINK sesi çıkardı enseye tokat. Neye uğradığını şaşıran Güvensiz, burnunun az ucunda beş parmağı birleştirilmiş koca bir el gördü.
-ÜFLE!!!
-hüfff!!
ZINK.. ÜFLE!
-hüyyfff!
ZINK ÜFLE!
-hüff!
-ÜFLE!!!
-hüfff!!
ZINK.. ÜFLE!
-hüyyfff!
ZINK ÜFLE!
-hüff!
...
Altı saat dolmak üzereydi.Yazar umutsuzluğa kapılmış ve bu durum şekerinin düşmesine yol açmıştı. O sırada ezan okunuyordu. Acaba saat kaçtı? Günde beş kez ezan okunuyordu. Sabah ezanı çok erken okunuyordu. Öyleyse bu sabah ezanı olamazdı. Akşamla yatsı hava kararınca okunuyordu. Geriye öğlen ve ikindi kalıyordu. Ama ikindi kaçta öğlen kaçta okunuyordu, yazar bunu da bilmiyordu. Madem öyle ne diye bunları düşünüyordu ki?!
Küçükken annesi onu beşikten düşürdüğünü itiraf etmişti. Bu düşüncelerin düşme olayıyla bir ilgisi olabilir miydi?! Bak bu sefer de bunu düşünmeye başlamıştı. Browni İntense ve bir bardak süt içince kafası biraz yerine geldi ve kaldığı yerden devam etti:
Güvensiz'in üflemekten ciğerleri acıyor ve başı zonkluyordu. Aklında uçuşan zonk zonklar onu yeni bir farkındalık seviyesine ulaştırdı. Doldu, taştı, "yeter ulaan!" diye bir tokat savurdu ki bizim oğlana, bizim oğlan o gün yeterince yağlanmamış olsa bu tokatı yediği gibi soluğunu sapıtır kütük gibi düşer kalırdı alimallah...
ALLAH ALLAH ALLAH ALLAH TISS EYVALLAH!!!
Keratanın içindeki aslan uyanmıştı. Derhal ayar çekilmezse alayına gider yapması kaçınılmazdı. Ve PEHLİVANADAM şepeşellek* hamlesiyle kıvamı tutturdu.
Altı saat geçmiş gece hayatı başlamıştı. Birlikte ortamlara aktılar.Eski güvensiz yeni Aslan sabah ki artizi gördü va acaip tav oldu. Gözleri dikti. Uzunları yaktı. Artiz tabi mevzuuya uyandı. "Dur şu Güvensiz'e iki hareket yapayım da prim yapayım." düşüncesiynen, "hayırdır bilader?!" dedi ve cevap geldi:"Hayır değil şer yavvvŞAK!!!" Aldığı cevapla beklediği cevabı karşılaştırdı, hesaplamalar yaptı ama hesap tutmadı. Kurudu kaldı Artiz. "kak siktir git lan GAK!" diye kükredi Aslan. Artiz aldı voltasını. Hoşlandığı kız yanaştı sonra,"beni de sinir ediyodu iyi yaptın" dedi ve cevap geldi: "Gel buraya! Öp beni!"İşler yoluna girmişti. Vay bea, diye düşündü Aslan, iyiymiş haa!! ve gözlerinde şükran dolu bir bakışla ilerdeki tepeye baktı.
Ay ışığının altında, mağrur, elleri belinde, ayaklar omuz hizasında açık, çene hafif yukarda, ufka kesik atan bir kahraman. Şişşt göbeğini çek içine!!
DANA DANA DAN PEHLİVANADAM
Helal olsun olum sana!!!
- Şepeşellek:Yedinci Seviye Pehlivan Tekniği. Karşılıklı ve iki elle eş zamanlı olarak atılan iki sille. Bir el yukardan aşağıya doğru hedefin çene ve yanağına şaplatılırken, diğer el aşağdan yukarıya şakağa şaplatılır. boyun kırmak ve ayar çekmek için kullanılır.